Rektörlük mahkemeyi tanımıyor: Prof. Taner Bilgiç’e destek büyüyor
Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü kararı ile görevinden üç ay süreyle uzaklaştırıldı. Dr. Taner Bilgiç’e destek amacıyla başlatılan kampanya yaklaşık 1150 imzaya ulaştı.
Kampanyaya destek veren Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyeleri ve mezunları, Türkiye’den ve dünyadan akademisyenler, Prof. Dr. Bilgiç’in görevden uzaklaştırma ve kampüse alınmama kararlarının geri alınmasını istedi.
İmzacılar arasında Endüstri Mühendisliği ve Yöneylem Araştırması alanında çalışan akademisyenlerin yanı sıra Fields madalyalı Prof. Dr. Cédric Villani ve akademik özgürlük alanında çalışan hukukçu Prof. Dr. Adrienne gibi birçok akademisyen bulunuyor. Taş.
İmza kampanyasına destek veren kurumlar ise şöyle: Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği, Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği, Bilim Akademisi, Bilim Akademisi ve Yöneylem Araştırması Derneği.
‘HİÇBİR AKADEMİK FAALİYET DEVAM ETMEZ’
Endüstri Mühendisliği Bölümü akademisyenleri, açığa alma kararına karşı yazdıkları metinde şu ifadeleri kullandı:
“Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nde 25 yıldır öğretim üyesi olan hocamız 2019-2022 ortalarında bölüm başkanlığı yapmıştır. Dr. Taner Bilgiç, üniversite yönetimi tarafından üç ay süreyle görevden uzaklaştırıldı ve kampüse girişi engellendi. Şube üyeleri olarak son derece yanlış ve savurgan, hiçbir şekilde akıl almaz bu kararın hepimiz aleyhine verilmesi gerektiğini düşünüyor ve esefle kınıyoruz.
Taner Bilgiç uluslararası saygın akademik çalışmalarıyla yöneylem araştırması/endüstri mühendisliği alanlarına, verdiği derslerle öğrencilerimizin yetişmesine, idari kadrosuyla Üniversitemizin kurumsallaşmasına ve uluslararası tanınırlığına değerli katkıları olan bir meslektaşımızdır. üstlendiği görevler, akademik meslek kuruluşlarındaki görevleri ile mesleğimize kazandırılmıştır.
Taner Bilgiç hocamızın, özellikle Üniversite Yönetim Kurulu üyesi olması nedeniyle idari ve akademik görevlerini yerine getirmesi engellenmektedir. Askıya alma kararı ile hocamız görevine giremez, kurumsal e-posta adresine ulaşamaz, araştırmalarına devam edemez, tez savunmasına, öğrencilerinin mezuniyetine katılamaz ve herhangi bir akademik faaliyetine devam edemez.
Son zamanlarda Taner hocamızın içine düştüğü bu durum Üniversitemiz ve öğrencilerimiz için şahsi mağduriyetlerin ötesinde ülkemizin değerli bir gideri olan telafisi mümkün olmayan kamu zararlarına neden olmaktadır. Bölümümüzde ve Üniversitemizde yerleşkeye girişleri ve ders vermeleri engellenen tam zamanlı ve yarı zamanlı hocalarımızın sayısının her geçen gün artması, sürdürülemez ve dünyada yeri olmayan bir yönetime işaret etmektedir. akademi ve endişelerimizi artırıyor.
Boğaziçi Üniversitesi’ni ve Endüstri Mühendisliği Bölümünü başarılı noktalara taşıyan işbirlikçi yönetim anlayışı, akademik liyakat, öğrencilerimize ve topluma yüksek hizmet bilincidir. Bu değerler, Bölümümüzün elli yıllık tarihinde çok sayıda saygın iş insanı, akademisyen, kamu ve sivil toplum çalışanının yetişmesini sağlamıştır.
Üniversite yönetiminin çıkarma ve yerleşkeye alınmama şeklindeki yanlış kararlarının derhal geri çekilmesini talep ediyor, bu konuda başta mezunlarımız ve akademi dünyasından meslektaşlarımız olmak üzere tüm paydaşlarımızın desteğini bekliyoruz.”
‘ALINAN HAKLAR İADE EDİLMELİ’
Yöneylem Araştırması Derneği’nden yapılan açıklamada, “Uluslararası saygınlığa sahip akademik çalışmalarıyla ülkemizde ve dünyada endüstri mühendisliğinin değerinin korunması ve artmasında önemli katkılarda bulunan Prof. ve dersleri, araştırmaları ve öğrencilerinden uzaklaştırılmıştır.Boğaziçi Üniversitesi Yönetimi, Sizleri kamu zararına yol açan bu yanlış karardan derhal dönmeye ve Taner Hocamızı müktesep haklarını iade etmeye davet ediyoruz.”
‘Kaybedilen TÜRKİYE’NİN DEMOKRASİ’
Bilimler Akademisi yaptığı açıklamada, “Hukukun üstünlüğünü ayaklar altına alan ve özellikle 138. maddenin dördüncü fıkrası uyarınca mahkeme kararlarının yasama, yürütme ve idareyi bağladığı kuralını hiçe sayan bir Cumhurbaşkanlığı hakkında” ifadelerine yer verildi. Anayasa’nın ve hiçbir kurumun mahkeme kararlarının infazını geciktiremeyeceğini.” “YÖK derhal soruşturma açmalıdır. Kozmik üniversite standartlarına açıkça aykırı olan bu hukuksuzluklara sessiz kalmanın suçu büyüktür. Kaybeden her zaman olduğu gibi Türkiye’nin üniversiteleri, bilimi, gelecek nesilleri ve demokrasisidir. ” (HABER MERKEZİ)